Anasayfa /
SIKÇA SORULAN SORULAR
Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adayları ile İdari Yargı Hâkim Adaylarının Meslek Öncesi Eğitimlerinin Yaptırılmasının Esas ve Usullerine İlişkin Yönetmeliğin 13.maddesinde “Eğitimde bir yılını tamamlamış olan adaylar, yirmi gün yıllık izin kullanabilirler” hükmü yer almakta olup, anılan kapsamdaki adaylar yıllık izin kullanabilmektedir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 104. maddesi gereğince mazeret izni her yıl için 10 gündür.
2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun "Adayların Nitelikleri" başlıklı 8 inci maddesinin c bendinin ikinci fıkrası "idari yargı adayları için; hukuk fakültesinden mezun olmak veya yabancı bir hukuk fakültesini bitirip de Türkiye'de hukuk fakülteleri programlarına göre eksik kalan derslerden sınava girip başarı belgesi almış bulunmak, hukuk fakültesinden mezun olanlar dışından alınacak adaylar bakımından, her dönemde alınacak aday sayısının yüzde yirmisini geçmemek üzere ihtiyaç oranında hukuk veya hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye alanlarında en az dört yıllık yüksek öğrenim yapmış veya bunlara denkliği kabul edilmiş yabancı öğretim kurumlarından mezun olmak" hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm uyarınca, 2802 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde belirtilen diğer şartların da taşınması durumunda, müfredatında yeteri kadar hukuk dersine yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye bölümü mezunlarının idari yargı hakim adaylığı yazılı yarışma sınavına başvuru hakkı bulunmaktadır.
Ayrıca açıköğretim fakültesinin hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye bölümlerinden mezun (lisans) olanların da idari yargı hakim adaylığı yazılı yarışma sınavına başvuru hakkı bulunmaktadır.
Bu hüküm uyarınca, 2802 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde belirtilen diğer şartların da taşınması durumunda, müfredatında yeteri kadar hukuk dersine yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye bölümü mezunlarının idari yargı hakim adaylığı yazılı yarışma sınavına başvuru hakkı bulunmaktadır.
Ayrıca açıköğretim fakültesinin hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye bölümlerinden mezun (lisans) olanların da idari yargı hakim adaylığı yazılı yarışma sınavına başvuru hakkı bulunmaktadır.
2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 8. maddesinin (b) bendi uyarınca hakim adaylığı sınavlarında "giriş sınavının yapıldığı yılın ocak ayının birinci günü itibarıyla 35 yaşını doldurmamış olmak" şartı aranmaktadır. Bu itibarla; giriş sınavının yapıldığı yılın ocak ayının birinci günü itibarıyla otuz beş yaşını doldurmuş olanların sınav başvuruları kabul edilmemektedir. Ancak, bu kurala, 02.08.2013 tarihinde yürürlüğe giren, 6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 43 üncü maddesi ile 22.06.2006 tarih ve 5525 sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanuna eklenen ek 1 inci maddenin son fıkrası ile bir istisna getirilmiştir. Anılan yasa maddesi; "4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa atıf yapan Yüksek Öğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği hükümlerine göre aldıkları disiplin cezaları nedeniyle yükseköğretim kurumlarından ilişiği kesilip, anılan Kanunun geçici 40 ıncı, geçici 43 üncü, geçici 45 inci, geçici 46 ncı, geçici 48 inci, geçici 50 nci, geçici 56 ncı ve geçici 58 inci madde hükümlerinden yararlanmak suretiyle önlisans veya lisans öğrenimini söz konusu maddelerde öngörülen şartlar dâhilinde; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bitirmiş olanlar için bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl süreyle, 31/12/2015 tarihine kadar bitirecek olanlar için ise öğrenimlerini bitirdikleri tarihten itibaren iki yıl süreyle, kamu görevlerine giriş için ilgili mevzuatında öngörülen yaş şartı aranmaz." hükmünü içermektedir. Af kapsamında başvuru yapanların durumları anılan bu hüküm doğrultusunda değerlendirilmektedir.
2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 8 inci maddesinin k bendinde; "Avukatlık mesleğinden adaylığa geçmek isteyenler için....., mesleklerinde fiilen en az üç yıl çalışmış, giriş sınavının yapıldığı yılın ocak ayının birinci günü itibariyle kırk beş yaşını doldurmamış ve kendi aralarında yapılacak olan yazılı yarışma sınavında ve mülâkatta başarılı olmak," hükmü yer almaktadır.
Avukatlık mesleğinden idari ve adli yargı hakim ve savcı adaylığı yazılı yarışma sınavlarına başvuruda bulunmak isteyenlerin durumları anılan hüküm uyarınca değerlendirilmektedir.
Avukatlık mesleğinden idari ve adli yargı hakim ve savcı adaylığı yazılı yarışma sınavlarına başvuruda bulunmak isteyenlerin durumları anılan hüküm uyarınca değerlendirilmektedir.
Genel idare hizmetleri sınıfında görev yapmakta olan personelin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Tesis edilen sınıflar” başlıklı değişik 36 ncı maddesinin “Ortak hükümler” bölümünün “C” bendi kapsamında yer almaması sebebiyle, memuriyet öncesi özel sektörde sigortalı olarak çalışmış oldukları sürelerin kazanılmış hak aylığında değerlendirilmesine imkân bulunmamakta olup, buna bağlı olarak yıllık izin süresinin belirlenmesinde de değerlendirilemeyeceği, ancak teknik hizmetler sınıfında görev yapan personelin memuriyet öncesi mesleğiyle ilgili sigortalı hizmet süresinin 3/4 ünün kazanılmış hak aylığında ve yıllık izin süresinin belirlenmesinde değerlendirilebilecektir.
657 sayılı Kanunun 178 inci maddesinin (B) fıkrasının 1 inci ve 2 nci bentlerinde, personele yaptırılan ve ücretle karşılanamayan her sekiz saatlik fazla çalışma için bir gün izin verileceği hüküm altına alınmıştır.
Buna göre; Genel Müdürlüğümüzün 15.01.2015 tarih ve 1335 sayılı fazla çalışma ücretleri konulu Genel Yazısında belirlenen fazla çalışma kriterlerine uymak ve ekinde yer alan fazla çalışma saat tahsis tablosunda belirtilen saatleri aşmamak kaydıyla personele fazla çalışma ücreti ödenmesi, fazla çalışma ücreti ödenmesine esas iş kriterlerinin karşılanmaması veya karşılanmasına rağmen saat tahsis tablosunda belirtilen saatlerin aşılması durumunda ise Genel Müdürlüğümüzün 08/12/2011 tarih ve 53835 sayılı Nöbet hizmetleri konulu Genel Yazısında belirtilen esaslar doğrultusunda nöbet hizmetlerinin uygulanması ve yapılacak her sekiz (8) saatlik fazla çalışma karşılığında ilgililere bir (1) gün izin verilmesi gerekmektedir.
Buna göre; Genel Müdürlüğümüzün 15.01.2015 tarih ve 1335 sayılı fazla çalışma ücretleri konulu Genel Yazısında belirlenen fazla çalışma kriterlerine uymak ve ekinde yer alan fazla çalışma saat tahsis tablosunda belirtilen saatleri aşmamak kaydıyla personele fazla çalışma ücreti ödenmesi, fazla çalışma ücreti ödenmesine esas iş kriterlerinin karşılanmaması veya karşılanmasına rağmen saat tahsis tablosunda belirtilen saatlerin aşılması durumunda ise Genel Müdürlüğümüzün 08/12/2011 tarih ve 53835 sayılı Nöbet hizmetleri konulu Genel Yazısında belirtilen esaslar doğrultusunda nöbet hizmetlerinin uygulanması ve yapılacak her sekiz (8) saatlik fazla çalışma karşılığında ilgililere bir (1) gün izin verilmesi gerekmektedir.
Adalet Bakanlığı Memur Sınav, Atama ve Nakil Yönetmeliğinin 18 inci maddesinde;
“Sınavı kazananların atamaları, ilan edilen kadro sayısını geçmeyecek şekilde başarı listesindeki sıraya göre yapılır.
Atama şartlarını taşımayanların atamaları yapılmaz. Bu şekilde yapılan atamalar iptal edilir.
Haklarında atama şartlarının kaybedilmesini gerektirecek nitelikteki eylemlerinden dolayı adli bir soruşturma veya kovuşturma bulunanlardan sınavda başarılı sayılanların atamaları soruşturma veya kovuşturma sonuçlanıncaya kadar bekletilir.
Ataması yapılanlardan, geçerli bir mazereti olmaksızın süresi içerisinde görevine başlamayanların veya atanma hakkından vazgeçenlerin ataması iptal edilir.
Yukarıdaki nedenlerle ataması iptal edilenlerin yerine başarı listesindeki sıralamaya göre atama yapılır. Bunlar dışında kalanlar herhangi bir hak iddiasında bulunamazlar.”
Hükmü yer almaktadır.
Buna göre, ilan edilen pozisyon/kadro kadar nihai başarı listesindeki sıralamaya göre atama yapılmakta olup, belirtilen şartlar dışında yedekler hakkında yapılacak bir işlem bulunmamaktadır.
“Sınavı kazananların atamaları, ilan edilen kadro sayısını geçmeyecek şekilde başarı listesindeki sıraya göre yapılır.
Atama şartlarını taşımayanların atamaları yapılmaz. Bu şekilde yapılan atamalar iptal edilir.
Haklarında atama şartlarının kaybedilmesini gerektirecek nitelikteki eylemlerinden dolayı adli bir soruşturma veya kovuşturma bulunanlardan sınavda başarılı sayılanların atamaları soruşturma veya kovuşturma sonuçlanıncaya kadar bekletilir.
Ataması yapılanlardan, geçerli bir mazereti olmaksızın süresi içerisinde görevine başlamayanların veya atanma hakkından vazgeçenlerin ataması iptal edilir.
Yukarıdaki nedenlerle ataması iptal edilenlerin yerine başarı listesindeki sıralamaya göre atama yapılır. Bunlar dışında kalanlar herhangi bir hak iddiasında bulunamazlar.”
Hükmü yer almaktadır.
Buna göre, ilan edilen pozisyon/kadro kadar nihai başarı listesindeki sıralamaya göre atama yapılmakta olup, belirtilen şartlar dışında yedekler hakkında yapılacak bir işlem bulunmamaktadır.
Adalet Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinin 5 inci maddesinde hizmet grupları açıklanmış ve "Unvan değişikliğine tâbi kadrolar" sayılmıştır. Söz konusu madde hükmü uyarınca "Kütüphaneci, Mütercim, Mühendis, Mimar, İstatistikçi, Öğretmen, Çocuk Eğitimcisi, Eğitim Rehberi, Biyolog, Sosyal Çalışmacı, Psikolog, Pedagog, Sosyolog, Hemşire, Sağlık Memuru, Laborant, Tekniker, Teknik Ressam, Teknisyen" kadrolarının unvan değişikliğine tâbi olduğu belirlenmiş olup,
Anılan Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin (b) ve (c) fıkralarında;
"Ana gruplar arası görevde yükselme niteliğindeki geçişler ve alt gruptan üst gruplara geçişler, görevde yükselme sınavına tâbidir.
Unvan değişikliğine tâbi kadrolara geçişler, ilgili kadro için düzenlenen unvan değişikliği sınavı sonucuna göre yapılır." hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, anılan Yönetmeliğin "Unvan değişikliği sınavı ve atanma şartları" başlıklı 25 inci maddesinin (e) fıkrasında; "Tekniker kadrosuna atanabilmek için;
1) En az iki yıl süreli mesleki veya teknik yüksek öğrenim mezunu olmak,
2) Yapılan unvan değişikliği sınavında başarılı olmak hükmü mevcuttur.
Buna göre, yapılacak unvan değişikliği sınavına girip başarılı olmanız halinde tekniker unvanına geçebileceğiniz değerlendirilmektedir.
Anılan Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin (b) ve (c) fıkralarında;
"Ana gruplar arası görevde yükselme niteliğindeki geçişler ve alt gruptan üst gruplara geçişler, görevde yükselme sınavına tâbidir.
Unvan değişikliğine tâbi kadrolara geçişler, ilgili kadro için düzenlenen unvan değişikliği sınavı sonucuna göre yapılır." hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, anılan Yönetmeliğin "Unvan değişikliği sınavı ve atanma şartları" başlıklı 25 inci maddesinin (e) fıkrasında; "Tekniker kadrosuna atanabilmek için;
1) En az iki yıl süreli mesleki veya teknik yüksek öğrenim mezunu olmak,
2) Yapılan unvan değişikliği sınavında başarılı olmak hükmü mevcuttur.
Buna göre, yapılacak unvan değişikliği sınavına girip başarılı olmanız halinde tekniker unvanına geçebileceğiniz değerlendirilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 74 üncü maddesine göre; Bakanlığımıza naklen atamalarda istenilen yerde boş kadro olması, atanmak istenilen kadroya ihtiyaç bulunması ve kurumun muvafakat vermesi hâlinde kurumlar arası atama yapılmaktadır.
Adalet Bakanlığı Memur Sınav-Atama ve Nakil Yönetmeliğinin 7 nci ve 9 uncu maddeleri uyarınca; ilk defa Devlet memurluğuna alımların, Kamu Personel Seçme Sınavına girmiş olanlar arasından sınav kurulu tarafından yapılacak sözlü ve gerektiğinde uygulamalı sınav sonucuna göre Bakanlığımızca gerçekleştirilmektedir. Personel alımına yönelik ilânların atama yapılacak kadroların sınıfı, unvanı, derecesi, sayısı, yeri, başvurunun başlangıç ve bitiş tarihleri, başvuru yeri ve şekli, başvuruda aranacak şartlar, sınavın yeri, zamanı ve şekli belirtilmek suretiyle Bakanlığımız internet sitesinde yayınlanmaktadır.
Devlet Personel Başkanlığının 20/10/2011 tarihli ve 20093 sayılı görüşünde; “154 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği gereğince, yıllık izin süresinin hesabına esas hizmet süresinin tespitinde, hangi statüde olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmet süreleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında geçmese dahi Devlet memurlarının kazanılmış hak aylık derecelerinin hesabında değerlendirilen hizmet süreleri dikkate alınmakta olup, mezkur Kanunun 84 üncü maddesine göre muvazzaf askerlik görevini yaptıktan sonra Devlet memurluğuna atananların askerlikte geçen süreleri kazanılmış hak aylık derece ve kademesinde değerlendirilmesi sebebiyle, toplam hizmet süresi en az 1 yıl olan Devlet memurlarının aday memur olsa dahi yıllık izin hakkının bulunduğu” belirtilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 102 nci maddesinde belirtilen; “Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (on yıl dahil) olanlar için yirmi gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür.” hükmü uyarınca aday memurun asli Devlet memurluğuna atanmamış olsa dahi 1 yıllık çalışma süresini tamamladığı gün itibarıyla 20 gün yıllık izin hakkı bulunmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 105 inci maddesinin 7 nci fıkrası uyarınca hazırlanan 13/02/2012 tarihli ve 76/1 Nolu Genelgemizde;
1-Refakat izni verilebilmesi için memurun;
a) Bakmakla yükümlü olduğu ana, baba, eş ve çocuklarından birinin,
b) Bakmakla yükümlü olmamakla birlikte refakat edilmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocuklarıyla kardeşlerinden birinin, ağır bir kaza geçirdiğinin veya tedavisi uzun süren bir hastalığı bulunduğunun sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi,
2-Refakat sebebiyle izin verilmesine esas teşkil edecek sağlık kurulu raporunda; refakati gerektiren tıbbi sebepler, refakat edilmediği takdirde hayati tehlike bulunup bulunmadığı, sürekli ve yakın bakım gerekip gerekmediği, 3 ayı geçmeyecek şekilde refakat süresi ve varsa refakatçinin sahip olması gereken özel niteliklerin yer alması, gerekli görülmesi halinde 3 aylık sürenin aynı koşullarda bir katına kadar uzatılması,
3-Aynı kişiyle ilgili olarak aynı dönemde birden fazla memura refakat izni kullandırılmaması,
4-Aynı kişi ve aynı vakaya dayalı olarak verilecek refakat izninin toplam süresinin 6 ayı geçemeyeceği,
5-İzin süresi içinde refakati gerektiren durumun kalkması halinde memurun iznin bitmesini beklemeksizin göreve başlaması gerektiği belirtilmiştir.
1-Refakat izni verilebilmesi için memurun;
a) Bakmakla yükümlü olduğu ana, baba, eş ve çocuklarından birinin,
b) Bakmakla yükümlü olmamakla birlikte refakat edilmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocuklarıyla kardeşlerinden birinin, ağır bir kaza geçirdiğinin veya tedavisi uzun süren bir hastalığı bulunduğunun sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi,
2-Refakat sebebiyle izin verilmesine esas teşkil edecek sağlık kurulu raporunda; refakati gerektiren tıbbi sebepler, refakat edilmediği takdirde hayati tehlike bulunup bulunmadığı, sürekli ve yakın bakım gerekip gerekmediği, 3 ayı geçmeyecek şekilde refakat süresi ve varsa refakatçinin sahip olması gereken özel niteliklerin yer alması, gerekli görülmesi halinde 3 aylık sürenin aynı koşullarda bir katına kadar uzatılması,
3-Aynı kişiyle ilgili olarak aynı dönemde birden fazla memura refakat izni kullandırılmaması,
4-Aynı kişi ve aynı vakaya dayalı olarak verilecek refakat izninin toplam süresinin 6 ayı geçemeyeceği,
5-İzin süresi içinde refakati gerektiren durumun kalkması halinde memurun iznin bitmesini beklemeksizin göreve başlaması gerektiği belirtilmiştir.
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 205 inci maddesi gereğince hizmet sürenizi tamamlamış olmanız ve 01.06.2002 tarih ve 24772 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4759 sayılı Kanuna göre hesaplanan yaş süresini doldurmuş olmanız kaydıyla emeklilik durumunuz değerlendirilmekte ve emekliliğe hak kazandığınız anlaşıldığı takdirde emeklilik onayı işlemleri yapılmaktadır.
5434 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinin (ç) fıkrası ve geçici 205 inci maddesine göre emeklilik hizmet yılını tamamlayan ve 01.06.2002 tarih ve 24772 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 4759 sayılı Kanuna göre hesaplanan yaş süresini dolduranların emekliye ayrılmasında sakınca bulunmamakta olup, kanunda Devlet memurluğundan çıkarılan personelin emekli olamayacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır.
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ve Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca;
Sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç şubat ayı sonuna kadar mal bildirimlerini yenilemeleri gerekir. (Genel Beyan)
Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bu değişikliğin bir ay içinde bildirilmesi zorunludur. (Ek Beyan)
Emeklilik, istifa vb. sebeplerle görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen 1 ay içinde mal bildiriminde bulunulması zorunludur. (Genel Beyan)
657 sayılı Kanunda belirtilen istihdam türlerinden işçiler hariç olmak üzere memur, sözleşmeli personel ve geçici personel ile diğer kamu görevlilerinin özlük işleri ile ilgili birime belirlenen zamanlarda mal bildirimlerini vermeleri gerekmektedir.
Sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç şubat ayı sonuna kadar mal bildirimlerini yenilemeleri gerekir. (Genel Beyan)
Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bu değişikliğin bir ay içinde bildirilmesi zorunludur. (Ek Beyan)
Emeklilik, istifa vb. sebeplerle görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen 1 ay içinde mal bildiriminde bulunulması zorunludur. (Genel Beyan)
657 sayılı Kanunda belirtilen istihdam türlerinden işçiler hariç olmak üzere memur, sözleşmeli personel ve geçici personel ile diğer kamu görevlilerinin özlük işleri ile ilgili birime belirlenen zamanlarda mal bildirimlerini vermeleri gerekmektedir.
Devlet Memurlarının eşi ve velayeti altındaki çocukları ile ilgili malları mal bildirim formunda belirtmeleri gerekmektedir. Mal bildiriminde bulunması gerekli görevlerde olan eşlerin, herbiri ayrı ayrı mal bildiriminde bulunmak zorundadır.
Devlet Memurları kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait mallardan;
*Taşınmaz malları (arsa ve yapı kooperatif hisseleri dahil) değerine bakılmaksızın,
*Kendilerine aylık ödenenler, net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındaki,
-Para ve para hükmündeki kıymetli kağıtları,
-Hisse senedi ve tahvilleri,
-Altın ve mücevheratı,
-Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, traktör, biçer-döver, harman makinası ve diğer ziraat makinaları, inşaat ve iş makinaları, hayvanlar, koleksiyon ve ev eşyaları ile diğer taşınır malları,
-Hakları,
-Alacakları,
-Borçları,
-Gelirleri,
bildirmek zorundadırlar. Bildirimlerde, malların bildirim tarihindeki değerleri esas alınır.
*Taşınmaz malları (arsa ve yapı kooperatif hisseleri dahil) değerine bakılmaksızın,
*Kendilerine aylık ödenenler, net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındaki,
-Para ve para hükmündeki kıymetli kağıtları,
-Hisse senedi ve tahvilleri,
-Altın ve mücevheratı,
-Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, traktör, biçer-döver, harman makinası ve diğer ziraat makinaları, inşaat ve iş makinaları, hayvanlar, koleksiyon ve ev eşyaları ile diğer taşınır malları,
-Hakları,
-Alacakları,
-Borçları,
-Gelirleri,
bildirmek zorundadırlar. Bildirimlerde, malların bildirim tarihindeki değerleri esas alınır.
Edinilen Gayri Menkullerin değeri ne olursa olsun mal bildiriminde bulunması gerekmektedir.
Aylıksız izin süresi içerisinde memurluk statüsü devam etmekte olduğundan, mal varlığında meydana gelen önemli değişikliklerin aylıksız izin dönüşünden itibaren bir ay içerisinde beyan edilmesi gerekmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmayan memurlar kademe ilerlemesinin durdurulması ile cezalandırılır.